19 Haziran 2014 Perşembe

Mardin Kalesi'nde Restorasyon ve Arkeolojik Kazılar Başlıyor

Binlerce yıllık geçmişe sahip Mardin Kalesi'ni 
turizme kazandırması çalışmaları devam ediyor.

Mardin Kalesi'nde Restorasyon ve Arkeolojik Kazılar Başlıyor,


Binlerce yıllık geçmişe sahip Mardin Kalesi'ni turizme kazandırması çalışmaları devam ediyor. Hamdaniler tarafından 10. yüzyılda yapıldığı tahmin edilen ve en son 3. Selim döneminde kısmen onarılan kale 218 yıl aradan sonra ilk defa yenileme kapsamına alındı. Kale için yüklenici firma İtalya’dan özel olarak getirdiği çelik bariyerleri, kale etrafında monte etmeye başladı. 1085 rakımlı kalede arkeolojik kazıların ardından kaya ıslah çalışmaları yapılacak. Ayrıca, kale içinde bulunan Artuklu Hükümdarlığı döneminden kalma yaklaşık 900 yıllık tarihi cami de yeniden restore edilerek ibadete kazandırılacak.


Mardin Müzesi İl Müdürü Nihat Erdoğan, kalenin 218 yıl aradan sonra ilk defa restorasyon çalışması başlatıldığını söyledi.
Dünyanın en büyük kalesi olan kartal kalesini turizme kazandırmak için kaleye özel ilgi gösterdiklerini belirten Erdoğan, Önümüzdeki günlerde kale için özel bir arkeolojik kazı çalışmalarını başlatacağız. Kazı için şu anda özel izin aldık. Hava Radar Komutanlığı ile protokol imzalandı. Mardinlilerin 60 yıllık kaleye çıkma hayali gerçekleşiyor.” dedi


Tarihte fethedilmeyen tek kale olarak adını yazdıran Mardin Kalesi'nin restorasyon ve arkeolojik kazı çalışmasını 2 yılda bitirmeyi hedeflediklerini ifade eden Erdoğan, "Çalışmaların hızlı bir şekilde bitirilmesi ve kalenin bir an önce turizme açılması için gerekli talimatlar verildi. Restorasyon çalışması ile birlikte kale içinde bulunan Artuklu Hükümdarlığı döneminden kalma yaklaşık 900 yıllık tarihi camiyi yeniden halkın ibadetine açmayı hedefliyoruz. Kaledeki kilise, cami, saraylar ortaya çıkarılacak ve turizme kazandırılacak. Mardin Kalesi'nin ne kadar önemli bir yere, bir yapıya sahip olduğunu, insanlar kaleye çıkınca daha iyi anlayacak. Bunun için mimarlarımız, teknik ekibimiz kalede gerekli çalışmaları başlattı. Mardinlilerin, artık özlem duydukları kaleye en kısa zamanda kavuşacağına inanıyorum." şeklinde konuştu.

http://www.habertoplam.com/tr/53a034f889e6270e2859401a-index/Mardin_Kalesi_nde_Restorasyon_ve_Arkeolojik_Kazilar_Basliyor.html

Mut'un "Ayasofyası"nda Restorasyon

Mut'un "Ayasofyası"nda Restorasyon


- Mut ilçesinde, Ayasofya Müzesi ile benzer mimari özellik taşıyan kilisesiyle dikkati çeken Alahan Manastırı restore ediliyor
- Evliya Çelebi'nin, ''Ustasının elinden yeni çıkmış gibi duruyor'' diye tanımladığı manastırın, inanç ve kültür turizmine katkı sağlaması hedefleniyor

Mut ilçesinde bulunan ve UNESCO Dünya Mirası Geçici Listesi'nde yer alan Alahan Manastırı restore ediliyor.İlçe merkezine yaklaşık 20 kilometrede, 440-442 yıllarında inşa edildiği tahmin edilen manastır, biri yıkılmış iki kilise, kayalara oyulmuş keşiş odaları ve mezarlardan oluşuyor. Göksu Vadisi'ne hakim dik yamaçta inşa edilmiş yapı, erken Hristiyan sanatı ve Bizans mimarisinin özelliğini taşıyor.

Ayakta kalan kilisesi, Ayasofya Müzesi ile benzer mimari özellik taşıyan, taş işçiliği ve süslemeleriyle öne çıkan manastır, özellikle yabancı turistlerin ilgisini çekiyor.Evliya Çelebi'nin, Seyahatnamesi'nde, ''Ustasının elinden yeni çıkmış gibi duruyor'' sözleriyle tanımladığı, Hristiyanlar için önemli merkez konumundaki manastırın, restorasyon tamamlandığında bölgede inanç ve kültür turizmine katkı sağlaması hedefleniyor.İl Kültür ve Turizm Müdürü Bahaettin Kabahasanoğlu, AA muhabirine, Alahan Manastırı'nın, Hristiyanlığın ilk yıllarında kentte en önemli noktalardan biri olduğunu söyledi.Kabahasanoğlu, Hazreti İsa'nın havarilerinden Tarsuslu St. Paul ile ilçede yaşamış, Hristiyanlığın öncülerinden Barnabas ile önemi artan manastırın, Hristiyanların "hacı" olduğu merkezler arasında yer aldığını vurguladı.

Kabahasanoğlu, "Manastırda restorasyon çalışması devam ediyor. Yıkılan bölümleri aslına uygun onarıyoruz. Yapıyı harabe halinde korumak bile önemli. İnsanlara bu zenginliği sunmak istiyoruz. Manastır, restorasyon tamamlandığında hem inanç hem de kültür turizmi yönüyle daha çok turist çekecek" dedi.

- Alahan ManastırıToros Dağları eteğinde, bin 200 metre rakımda bulunan Göksu Vadisi'ne hakim tepedeki Alahan Manastırı'nın duvarlarında, St. Paul, St. Pierre resimlerinden başka Cebrail ve Mikail'i simgeleyen kanatlı melekler, kükreyen aslan, kartal ve öküz sembolleri, İncil'de geçen olaylardan tasvirler, üzüm salkımları, asma yaprakları ve balık motifleri yer alıyor. Manastırın doğusunda bulunan ve kesme taştan inşa edilen, kabartmalarla süslenen kilise, mimari yönden Ayasofya Müzesi'ni andırıyor.

Yapıda, dinsel törenlerin düzenlendiği üstü kapalı, dar ve uzun geçit, kemerli ve sütunlu galeride vaftizhane, haç şeklinde havuz ve kaya mezarlar bulunuyor.

http://www.karamandan.com/karaman-haberler/karaman-aktuel/27074.html
x

16 Haziran 2014 Pazartesi

Roma'nın ünlü "Aşk Çeşmesi"nde restorasyon çalışmaları başladı




Aşk çeşmesi olarak bilinen Trevi Çeşmesi bakım ve restorasyon çalışmaları için tel örgüyle çevrildi

İtalya’nın başkenti Roma’nın önemli turistik noktalarından olan aşk çeşmesi olarak bilinen Trevi Çeşmesi (Fontana di Trevi), bakım ve restorasyon çalışmaları nedeniyle tel örgülerle çevrildi. 

İtalyan mimar Nicola Salvi’nin Roma’daki Poli Sarayı’nın bir cephesine yaptığı 1735 yılında açılan ve o tarihten bu yana Romalıların ve Roma’yı ziyarete gelenlerin en çok görmek istediği noktalardan biri olan Trevi Çeşmesi, önceki gün tel örgülerle çevrilerek bakıma alındı.

İtalyan lüks eşya markası Fendi’nin 2,5 milyon avro kaynakla sponsor olduğu ünlü çeşmenin bakım ve restorasyon çalışmalarının 1,5 yıl süreceği açıklandı.

Çeşmenin tel örgülerle çevrilmiş olması pek çok ziyaretçisini ilk görüşte hayal kırıklığına uğratsa da turistler tellerin arasından fotoğraflarını çekerken, üstünden de para atma ritüelini gerçekleştirmeye devam ediyor.

Turistlerin binbir dilekle attıkları bozuk paraların bir kısmının aradaki mesafe nedeniyle havuzun kenarına düşerek biriktiği, bir kısmının ise tellere çarpıp diğer turistlerin başına isabet etmesi sebebiyle zaman zaman ufak kazalara yol açtığı gözlendi.

Roma’nın simge yapılarından Trevi Çeşmesi’ndeki yoğun ziyaretçi akınının azalması için yetkililer, çalışmalar sırasında ünlü yaptın yakından görülmesini sağlayacak portatif bir köprü yapılacağını ve havuzun boşaltıldığı zamanlarda ise para atma ritüelini devam ettirecek bir başka çözümün de düşünüldüğü belirtti. 

http://www.memleket.com.tr/romanin-unlu-ask-cesmesi-kapandi-385796h.html


Doğa Tarihi Müzesi Ziyarete Hazirlaniyor


Burdur un Zafer Mahallesi nde bulunan 19. yüzyıldan kalma Kavaklı Rum Kilisesi, Doğa Tarihi Müzesi olarak restore ediliyor. 
Çalışmaların 2011 yılından bu yana sürdüğünü söyleyen Burdur ti Kültür ve Turizm Müdürü Mehmet Tanır. ıkı ay sonra tamamlanacak çalışmalarda amaçlarının hem binayı korumak hem de topluma yararlı bir hale getirmek olduğunu söyledi. Tanır "Kültür ve Turizm Bakanlığımızın aldığı karar çerçevesinde burayı Doğa Tarihi Müzesi yapma yolunda 2011 yılında çalışma başlatıldı" dedi. 

Mastadon kemikleri ve imitasyon iskeletinin yanı sıra çeşitli hayvan kemikleri ve iskeletlerinin yer aldığı Müzedeki çalışmaların Ankara Üniversitesi Öğretim Üyesi Prof. Dr. Berna Alpagot'un danışmanlığında yürütüldüğünü belirten Burdur 11 Kültür ve Turizm Müdürü Mehmet Tanır; " Burdur Müzesi tarafından 2006-2009 yıllan arasında Kemer in Elmacık Köyü'nde yapılan kazılarda ortaya çıkan, fillerin atası olarak kabul edilen ve yaklaşık 10 Milyon yaşında olan Mastadon fosilleri ve dişleri de sergilenecek dedi. 

Müzede jeolojik ve tarihsel gelişimle ilgili bilgiler de alınabileceğini vurgulayan Tanır. "Müzemizde çocuklar için eğitim amaçlı bolüm yapılıyor. Burada doğa tarihi ile ilgili bilgiler yer alacak ve eğitim çalışmaları yaptırılacak. Burası Türkiye'de nadir olan bir Doğa Tarihi Müzesi. Burdur'a gelmek isteyen turistler için bir neden daha oluşturduk" şeklinde konuştu. 

Burdur da 1850'li yıllarda yapılan Kavaklı Rum Kilisesi, 1924 yılındaki nüfus mübadelesine kadar ibadete açık kalmış, daha 9onra kapanmıştı. Kilise, Burdur'da yaşayan Ortodoks Rumlar tarafından kullanılmıştı. Kültür ve Turizm Bakanlığı tarafından 1977 yılında "Kültür Varlığı" olarak tescillenen ve Doğa Tarihi Müzesi olarak kullanılması için 2011 yılında çalışma başlatılan kilise, toplam 1.670 metrekareden oluşuyor.


http://www.pirsushaber.com/doga-tarihi-muzesi-ziyarete-hazirlaniyor-381760ny.html

10 Haziran 2014 Salı

"Meryem Ana Manastırı" Ziyaretçilerini Bekliyor!

Mağara içerisinde yer alan tarzda Türkiye'nin en büyük ikinci manastırı olan ve bir süre önce restorasyonu tamamlanan Meryem Ana Manastırı, ziyaretçilerini bekliyor.




Şebinkarahisar ilçesindeki Kayadibi köyünde kayalık bir tepedeki doğal mağara içerisine inşa edilen ve Ortodoks Rumlar tarafından kullanılan Meryem Ana Manastırı, restore edilerek turizme kazandırıldı. 

Yürüyerek yaklaşık 20 dakikada ulaşılan manastırın yapısı dört kademeden oluşuyor.


Giresun Müzesi Müdürü Hulusi Güleç, yaptığı açıklamada, Meryem Ana Manastırı'nın, restorasyonu öncesinde harabe bir halde olduğunu söyledi. Manastırın, 1924'te terk edildikten sonra 1960 ve 1970'li yıllara kadar uzun süre tahribata uğradığını anlatan Güleç, şunları kaydetti: "Burası 1986 yılında keşfedilmiş ancak koruma altına alınamamıştı. Daha sonraki yıllarda Trabzon Kültür ve Tabiat Varlıklarını Koruma Kurulunca koruma altına alınarak 2006 yılında restorasyon projesi hazırlandı. 2011 yılında ödenek çıktı, restorasyona başlandı. Daha önceden patika bir yoldan gidilerek ulaşılıyordu, çok zordu, öncelikli yolunu yaptık. Manastırın tüm birimleri tek tek elden geçirilerek restorasyonu tamamlandı, kısa bir süre sonra tamamen ziyarete açılacak manastırı şimdi de ziyaret etmek mümkün. 


Geçtiğimiz günlerde de geçici kabulü yapılarak Kültür ve Turizm Bakanlığı olarak bize teslim edildi."Giresun Üniversitesi Eğitim Fakültesi Güzel Sanatlar Eğitimi Bölüm Başkanı Yrd. Doç. Dr. Gazanfer İltar ise manastırın yüksek bir tepedeki kayalık bir alanda bulunan doğal mağara içerisinde yer aldığını belirterek, "Dört kademeli bir yapılanma söz konusu. 


Birinci kademesi mağaranın hemen önünde, girişinde yer almakta ve burası Meryem Ana Manastırı'nın bahçesi şeklinde olup, bahçede kutsal ayazma çeşme sarnıç mezar yapısı gibi birimler bulunmakta" dedi.


Diğer üç kademenin ise üç katlı bir yapılanma gösterdiğini dile getiren İltar, "Tamamen mağara içerisindedir. 


Üç bölümün birinci katında kabul salonu, mutfak, yemek odası, ocak gibi birimler bulunur. İkinci katında keşiş odaları ve büyük bir teras yer alır, üçüncü katında ise manastırın vazikel planlı kilisesi yer alır. Manastır 27 bin 500 metrekaredir " ifadelerini kullandı.


Manastırla ilgili son belgenin Başbakanlık Osmanlı arşivinde yer aldığını aktaran Gazanfer İltar, şöyle konuştu: "Manastırın baş papazı konumundaki Kominos Yuvanikyos öldüğü için o dönemin kanunları gereği bilavelet ölen gayrimüslimlerin mal varlıkları hazineye bırakılıyordu. Dolayısıyla Kominos Yuvanikyos öldükten sonra manastır da devlet hazinesine kalıyor. Daha sonra Fener Rum Patrikhanesi'nin Dahiliye Nezareti'ne uygun bir fiyatla tekrar manastırın kendilerine devredilmesi için bir yazısı var. Bu yazı Osmanlı arşivlerinde manastırla ilgili bilgi veren son belgedir."İltar, manastırın Osmanlı döneminde de faal bir durumda olduğunu belirterek, "1890'lı yıllarda Osmanlı arşivinde kayıtları söz konusudur. Fener Rum Patrikhanesi'ne bağlı yapılar grubudur. Yapı 1. Dünya Savaşı'nın akabinde yavaş yavaş terk edilmiş ve 1924'teki mübadeleyle tamamen terk edilmiştir" dedi.Dört kademeli bir yapıFener Rum Patrikhanesi manastırı satın almak istedi



http://www.yapi.com.tr/Haberler/meryem-ana-manastiri-ziyaretcilerini-bekliyor_120632.html

Kubbenin 166 Yıllık Sırrı

Sultan Abdülmecid tarafından 1848'de Çırağan Sarayı'na ek olarak yaptırılan Küçükmecidiye Camisi'nin 166 yıllık sırrı açığa çıktı.


Sultan Abdülmecid tarafından 1848'de Çırağan Sarayı'na ek olarak yaptırılan Küçükmecidiye Camisi'nin 166 yıllık sırrı açığa çıktı: Vakıflar Genel Müdürlüğü'nün restorasyon çalışması kapsamında caminin kubbesindeki yıpranmış kurşun örtü sökülünce, pişmiş topraktan yapılmış 3 bin 200 adet kalın su borusu (künk) bulundu. Uzmanlar, İstanbul'daki camilerde ilk kez böyle bir uygulamaya rastladı. Buna göre; pişmiş toprak künkleri, kubbenin yapımında veya ilk onarımda, kubbeyi yükseltmek amacıyla yerleştirilmiş olabilir.


http://www.arkitera.com/haber/21278

Kıbrıslı Rum ve Türk üyelerin “bölünmüş haldeyken yıktığımızı birlikte kurtaracağız” sloganı

900 Eski Eser Restorasyon Listesinde




Haravgi gazetesi, Hacidimitriu’nun söyleşisinde, teknik komitede yer alan Kıbrıslı Rum ve Türk 
üyelerin “bölünmüş haldeyken yıktığımızı birlikte kurtaracağız” sloganıyla verimli bir çalışma 
yapmakta olduğunu belirterek komitenin gündeminde yer alan eserlere ve yürütülen 
çalışmalara ilişkin bilgi verdiğini yazdı.

900 ESKİ ESER LİSTELENDİ, 500’Ü İÇİN ÇALIŞMA YAPILDI
Hacidimitriu, komitenin restorasyonu yapılacak eserleri seçerken yok olma tehlikesi en fazla 
olan eserlere öncelik tanımaya çalıştığını belirtirken 900 eseri listelerine aldıklarını, bunlardan 
500 tanesi hakkında çalışma yaptıklarını, 140 tanesi için planlar bulunduğunu ve bunlardan 
yıkılma tehlikesi açısından en kritik olan 40’ını seçtiklerini vurguladı.
Söyleşisinde komitenin çalışmaları çerçevesinde tamamlanmak üzere olan tarihi ve dini 
eserlere de değinen Hacidimitriu, restorasyonların ana finansörünün Avrupa Birliği olduğunu da 
ifade etti.

http://www.gazete360.com/Haberler/gundem/900-eski-eser-restorasyon-listesinde/16525

Dolmabahçe'deki restorasyonun sebebi...

Meclis’e bağlı bütün saray, köşk ve kasırlar restorasyon ve güçlendirme için teknik bakıma alındı.



Dolmabahçe'deki restorasyonun sebebi... / Meclis’e bağlı bütün saray, köşk ve kasırlar restorasyon ve güçlendirme için teknik bakıma alındı.

TBMM'ye bağlı Milli Saraylar, köşk ve kasırlarda meydana gelen hasarlar ve bakım-onarım çalışmaları, CHP İstanbul Milletvekili Sezgin Tanrıkulu tarafından yazılı soru önergesiyle Meclis gündemine taşındı. Tanrıkulu’nun önergesini cevaplayan, TBMM Başkanvekili Sadık Yakut şu bilgileri verdi:

- Dolmabahçe Sarayı'nın Matbah-ı Amire (Saray Koleksiyonları Müzesi) bölümünde, Saray'ın karşısındaki inşaat çalışması nedeniyle 2010-2011 yıllarında kılcal çatlaklar oluştu.
- Bu gelişme üzerine 2011 yılında Yıldız Teknik Üniversitesi tarafından, deprem hesaplarını da içeren teknik çalışma yapılmış ve rapor hazırlandı. Dolmabahçe Sarayı'ndaki çatlakların giderilmesi ve yapının orijinal mimarisine uygun olarak güçlendirilmesi için ihale süreci ise başlatıldı.

VELİAHT DAİRESİ GÜÇLENDİRİLECEK

- Gerçekleştirilecek çalışma kapsamında Dolmabahçe Sarayı'nın Veliaht Dairesi'nin taşıyıcı sistemleri de iyileştirilerek güçlendirilecek.
- Yıldız Şale’de yakın zamanda bir deprem riski tespit çalışması yapılmadı. Genel anlamda binada herhangi bir çatlama ve kayma da söz konusu değil. Yalnızca bir odada kısmi bir çatlak gözlemlendi. Çatlamanın kaynağını tespit çalışmaları ise halihazırda devam ediyor.

DAYANIKLILIK TESTİNDEN GEÇİRİLİYOR

- Diğer saray, köşk ve kasırlarla yapılara ilişkin periyodik, kontrol, bakım ve restorasyon çalışmaları sürdürülüyor.
- Meclis'e bağlı tüm yapılar, depreme dayanıklılık testlerinden geçiriliyor. Bunun yanı sıra güçlendirme çalışmaları yürütülüyor.

http://www.son.tv/haber-261273